26 Mart günü bugünlerde Pandeminin merkezi haline gelen ABD vaka sayısında Çin’i geçti.Çin’in 83 bin olan vaka sayısı bugün itibariyle Almanya,Fransa,İtalya ve İspanya tarafından da geçilmiş durumda.
Ancak Çin’in covid-19 salgınıyla ilgili resmi istatistiklerine güvenilemeyeceğine dair şüpheler artıyor. 24 Mart’ta Çin’in başbakanı Li Keqiang, yetkilileri “vakaların gizlenmesi ya da sayıların azaltılması ” gibi uygulamalardan kaçınılması konusunda uyarmıştı. Bu da Çin üzerindeki şüpheleri arttırıyor.
Amerikan istihbarat teşkilatlarından kongreye sunulan raporlar, Çin’de hastalıktan kaynaklanan hem vaka hem de ölümlerin, resmi hükümet rakamlarının duyurduğundan çok daha yüksek olduğu sonucuna vardı.
Böyle bir şüphe makul görünüyor. The Economist tarafından yapılan Çin Ulusal Sağlık Komisyonu verilerinin analizi iki tuhaf özellik ortaya koyuyor. İlk olarak, veriler değişken ve uçucu. Ciddi salgınlara sahip dokuz Çin eyaletinde, yeni covid-19 vakalarının tek bir günde % 20’den fazla arttığı ardından normale döndüğü 15 gün tespit ettik. Bu tür artışlar herhangi bir veri kümesinde meydana gelebilse de, örneğin düzensiz kayıt tutma nedeniyle, bu şehirlerle benzer büyüklükte covid-19 salgınlarına sahip diğer ülke ve bölgelerde bu kadar sık yaşanmıyor. İkincisi, ani artışlar meydana geldiğinde, genellikle hükümet yetkilileri tarafından verilen önemli kararlar birlikte geliyor. Verilerde gözlenen bu ekstrem 15 günün üçte ikisi, bir yetkilinin kovulması veya başka bir önemli siyasi olayın birkaç gün sonrasında meydana geldi.
Covid-19’un en sert etki ettiği Hubei’yi ele alalım.9 Şubat’ta %27’lik bir artış bildirildi.Sonraki gün artışlar %20 ve %22 olarak sıralandı.Ardından 12 Şubat’ta %742’lik artış vaka sayısını 14 bine ulaştırdı ve keskin bir düşüş başladı.Çinli yetkililer, bu artışı hükümetin vakaları sayma yöntemindeki revizyonlardan kaynaklandığını söyledi. Ancak bu değişiklikler olaydan bir hafta önce uygulamaya konmuştu. Ertesi gün, 12 Şubat’taki vakalardaki yükseliş için alternatif bir açıklama, ertesi gün yaşanan bir olay olabilir : Hem Hubei’nin hem de eyalet başkenti Wuhan’ın parti şeflerinin görevden alınması.
Yeni covid-19 vakalarındaki diğer artışlar, personel veya plan değişiklikleri duyurularıyla da çakıştı. 27 Ocak’ta, Zhejiang eyaletindeki yetkililer, 335 klinik ve 1000 yataklı bir hastanenin açılışını duyuruyordu. Ertesi gün, vakalar bir anda üç katına çıktı ve tekrar düşüş trendine girdi.20 Şubat’ta Shandong eyaletindeki yetkililer il adalet dairesi başkanını görevden aldı. Aynı gün yerel bir hapishanedeki yeni covid-19 vakası sayısı ikiden 200’e sıçradı ve hemen ertesi gün tekrar ikiye döndü.
Bu olayların çoğu birbirinden bağımsız olarak meydana gelmesine rağmen, vakaların birkaç yerde aynı anda yükseldiği bir gün tespit ettik. 3 Şubat’ta, covid-19 salgını olan her Çin eyaleti – günde en az 50 yeni enfeksiyon – yeni vakalarda büyük bir artış yaşadı.(Ortalama %35 artış) İki hafta sonra Xi Jinping Politbüro Daimi Komitesine yaptığı konuşmada, virüsle mücadele eden yetkilileri “mevcut sorunlarla yüzleşmeye” ve “yetkili bilgileri zamanında yayınlamaya” çağırdı.
Bu veriler Çin’in covid-19 verilerini manipüle ettiğini ve ülkenin resmi vaka ve ölüm sayılarını olması gerekenden daha düşük olduğunu kanıtlıyor mu? Hayır. Ancak yeni durumlarda olağandışı ani yükselişler ve olayların zamanlamasının siyasi gelişmelerle örtüşmesi ilginç. Doğrulukları hakkında sorular sormak zorundayız.
Prof. Asım Karaömerlioğlu :Akıl Tutulması Çağında Komploculuk
Koronavirüs Efsaneleri Nasıl Bu Kadar İnandırıcı Olabiliyor?
Muhtemelen vefat ve vaka sayıları çok daha yüksektir. Aslında Dünya’daki bir çok ülke için de bunu söyleyebiliriz. Fakat, sonuçta salgının patlak verdiği bir şehirde, gelişmiş bir çok ülkedeki durumu düşünürsek, karantinanın kaldırılması muazzam bir başarı değil midir? Dünya’da bunu başaracak şekilde organize olabilecek kaç ülke var?
Son alarak, bu konuda da bilgi gizleyeceklerini düşünmek komplo teorisine girer herhalde.
BeğenBeğen